31.1.07

Au Revoir Simone - The Bird Of Music (Moshi Moshi, 2007)

2003 yılında kurulan indie temelli New York'lu Au Revoir Simone, üç genç ve güzel bayandan oluşuyor. Kasım ayının başında 'Verses of Comfort, Assurance and Salvation' adlı uzunçalarla İngiltere'ye de açıldılar. 2007'nin başında da yeni albümleri "The Bird Of Music" piyasaya sürülecek.

Grup öncelikle Erika Forster, ve Annie Hart'tan oluşuyordu. Daha sonra arkadaşları Heather D'Angelo da gruba katıldı. Gruptakilerin ilginç bir özellikleri üçünün de org çalması ve vokal yapması. Bunun yanında Heather D'Angelo bassline yazma işini de üstlenmiş durumda. Grubun kuruluş süreci 2004 ortasına kadar sürdü ve ondan sonra 2006 yılının başlarına kadar New York'ta performanslar sergileyerek müzik dünyasına ısındılar.

2006'da ise birikimlerini stüdyoda ilk albümleri haline getirme süreci başladı. Sonuç söz konusu olduğunda başarılı bir etüd olduğu söylenebilir. Albüme ilk bakışta söylenecek şeyler vokalin çeşitliliği, müziğin genelindeki olumlu hava ve her yerde etkili olan keyboard melodileri.

Albüm "The Lucky One" adlı çalışmayla başlıyor ve kış ayları açısından biçilmiş bir kaftan. Güzel bir melodinin arkasında noel ağacının çıkardığı seslere benzeyen bir alt melodi var. Çok romantik, sakin ve güzel bir çalışma. Bir albüm için mükemmel bir başlangıç. "Sad Song" doğrudan keyboard melodisiyle başlıyor ve eski amiga oyunlarını hatırlatıyor. Vokal yine melodiden daha önde ve melodinin ritmine uyuyor. "Fallen Snow" tam bir yılbaşı şarkısı gibi. Albümde indie havasının ilk hissedildiği parça olarak da dikkati çekiyor. Sözlerde Nil Karaibrahimgil'in "Tek taşımı kendim aldım" sözleriyle bir uyum var. "I Couldn't Sleep"'in farklı bir melankolik havası var. Keyboard melodisi oldukça karışık ve insanı hafif depresif moda sokuyor. "A Violent Yet Flammable World" ise 80'lerin Türk filmlerindeki melodilere benzer bir başlangıca sahip. Sonrasında ise romantizm esintisi içeren güzel bir indie pop'a dönüyor. Orta bölümde giren kilise org melodisi ise ortamı biraz daha duygusal yaparken çocuksu vokal kırılganlık etkisi veriyor.

Altıncı çalışma "Don't See The Sorrow" ise "The Lucky One" gibi çok sakin. Yine perküsyon iş başında ön planda olmasa da. Vokal biraz daha etkin olabilirmiş, gücü var ama kullanmıyor hissi veriyor. "Dark Halls" başladığında ortalığa enerji tohumları saçılıyor. 2 step vuruş yapısıyla doğal bir hareket güdüsü yaratıyor. Vokal da buna uygun. Güzel bir çalışma. Derken "Night Majestic" geliyor ve hiç yoktan enerji tüm yoğunluğuyla devam ediyor. Yüzlerdeki gülümseme tüm gücüyle parlıyor bu çalışma sayesinde. Vokalin bir yere yetişme telaşı içindeki hızı parçaya daha da hareket katıyor. "Stars" başladığında ise bizi albüm başındaki dingin romantizme geri götürüyor ve ayaklarımız yere basıyor. Vokalde "The Corrs" havası var ve çok güzel. Vokalin bir çalışmaya ne kadar güzel katkısı olabileceğine etkin bir örnek. "Lark" ise bu romantizme melankolik bir hava katıyor. Eski bir aşkı anlatan buruk bir edası var. Albümün kapanış çalışması "The Way To There" ise 8 bitlik melodinin altında yatan güzelliği ile etkiliyor. Her ne kadar melankolik bir havası olsa da parçada bir tünel sonundaki ışık havası var. Bu konuda keman görevi üstlenmiş.

Au Revoir Simone

1 yorum:

uyumsuzpenguen dedi ki...

the bird of music albümünü dinliyorum su anda cok tatlılar bence =))