Kompakt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kompakt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19.10.07

SuperMayer - Save The World (Kompakt, 2007)

Kompakt elektronik müzikle alakalı olanların yakından tanıdığı bir plak şirketi. Kompakt adının yanında Kompakt Extra ve Kompakt Pop gibi uzantıları da var ve geçen sene itibariyle Kompakt Mp3 adlı siteyi de kurarak elektronik müzik açısından önemli bir satış mecrası haline geldi.

E bunların başında kim var, Michael Mayer. Bu oluşumda önemli bir pozisyonda yer alan bir diğer kişi kim, Superpitcher. Ortalamalarını al, SuperMayer. Elbette Minimalist elektronik müziğin bu denli iki önemli ismi bir oluşuma giriştiklerinde bu gerçekten dikkat çekici bir hal alıyor. Elbette kendilerinin de gaza gelip SuperMayer, Save The World gibi Superman moduna girmeleri de ayrı bir mesele.

Elbette ikiliden beklenen doğal olarak minimalist eksende inanılmaz çalışmalar ortaya koymalarıydı. Aslında ilk başlarda ortaya koydukları setler ve düzenlemelerle bu yönde bir sinyal verdiler. Daha sonra albümlerinin çıkacağı haberi beklentilerin yükselmesine yol açtı.

SuperMayer'in albümü 17 Eylül'de piyasaya çıktı ve genel anlamda şaşırtıcı bir yapısı var. Albümde Indie pop'tan, Minimal House'a, Synth Pop'tan, Disco'ya kadar çeşitli türler mevcut. Aaa pardon Minimal Tekno'yu unutmuşum. Albümdeki en beğendiğim parça olan "Two Of Us"'ı nasıl unuturum, ayıp oldu şimdi.

Evet albüm biraz çorba. Müzikal açıdan genel olarak beklenen seviyelere yaklaştıysa da albümün kendi içindeki tutarsızlığı bir nebze rahatsız ediyor. Ancak açıkça söylemek gerekirse ikilinin uzman oldukları türlerde yaptıkları çalışmalar dikkat çekici. "Saturndays" ve "Two Of Us" çok başarılı. Bunun yanında "The Lonesome King", "Us And Them" ve "Planet Sunrise" oldukça sıradan çalışmalar. Indie Pop türündeki "The Art Of Letting Go" ise farklı ve kaliteli tek deneme olarak dikkatimi çekti.

Sonuç olarak plak olarak çıksa da çok üzülmeyeceğim, fazla bir şey kaybetmeyeceğim bir çalışma olmuş. Keşke böyle iki arada bir derede kalacağına minimalist olanları bir plakta birleştirip tamamen farklı bir albüm çıkarsalardı. Neyse artık başka bahara diyoruz.

MP3: SuperMayer - The Art Of Letting Go
MP3: SuperMayer - Two Of Us (Extended Version)

SuperMayer @ MySpace
Albümü satın almak için

17.3.07

Gui Boratto - Chromophobia (Kompakt, 2007)

1974 Sao Paulo doğumlu Gui Boratto daha önce K2 etiketiyle yayınlanan "Gate 7" adlı plağıyla sayfama konuk olmuştu. 2006 söz konusu olduğunda çok başarılı bir yıl geçirdiğini söyleyebilirim. 2007'ye de aynı hızla başlıyor ve ilk solo albümü Chromophobia'yı Kompakt'tan yayınladı.

Gui Boratto ayrıca 2006'nın en iyi prodüktörleri seçimimde de 1 numarada yer aldı. Bunu da alnının akıyla haketti diyebilirim çünkü Loco Dice, Jon Gaiser ve Gosub gibi başarılı prodüktörlerin önünde yer bulabildi nezdimde.

Bugüne kadar BMG, EMI, Plastic City, Circle, K2, Kompakt, Audiomatique ve Harthouse gibi önemli plak şirketleriyle çalıştı ve böyle giderse aldığı teklifler sayesinde bu sayıyı çok daha artıracak gibi görünüyor.

Gui Boratto'nun en önemli özelliklerinden biri minimalist elektronik müziğin son 1 yıl içerisinde tech-house'a yönelik değişimini sağlayan isimlerden biri olması. Farklı türlerde prodüksiyon yapmasının yanında minimalizme de farklı bir bakış açısı sağladı. Aslında minimalizmin sıkıştığının söylendiği günümüzde bir çıkış noktası da oldu diyebiliriz. Ancak minimalizmi temel alan birçok prodüktör ve dinleyici bunun minimalizme ihanet olduğunu ve minimalist bakış açının basitleştirildiğine inandığını da söylemek gerekir.

Albüme gelince Şubat ayında piyasaya sürüldü fakat çıkacağının haberi bile Kompakt'ın MP3 satış sitesine hücum sağladı. Albümde 13 çalışma yer alıyor. Bunlardan sadece "Gate 7" daha önce K2'den plak olarak çıkmıştı. Gerisi tamamen yeni çalışmalar. "Gate 7"'yi daha önce incelediğim için bu sefer atlayacağım.

1) Scene - Daha başında doğrudan house hissi veriyor. Circulation'ın eskiden bizi hayran bırakan melodilerinin benzeri ile başlıyor ve minimalist dokunuşlarla gelişerek güzel bir hal alıyor.

2) Mr. Decay - Daha minimalist başlıyor aksak ritmlerle ancak melodi kendini gösterdiğinde klasik Gui Boratto çalışmalarını anımsatıyor ve tech-house'a el uzatıyor.

3) Terminal - Sıkı bir girişin ardından ritm aksaklaşıyor. Steve Bug'ın bu çok sevdiği oyuna Gui Boratto'da ısınmış gibi. Parça yerine oturduktan sonra gerçekten güzel bir hal alıyor. Ses kesitleri bir hayli yoğun.

5) Shebang - Keskin ses kesitlerinin melodisiyle başlarken güçlü vuruşlar giriyor ve hemen tizler de desteğe geliyor. Güzel bir parçaya göz kırpıyor tüm altyapı. Oldukça hareketli. Baslar girdiğinde ise insan yerinde oynuyor. Kulüpte dinlenmesi gereken çalışmalardan biri. Teknonun ciddi biçimde etkisi var diyebilirim.

6) Chromophobia - Aksak ritmden yine şaşmıyor albüme adını veren çalışmada. Fondaki melodi ise Güney Amerikalı olmanın verdiği bir özellik. Keskin tizler giriyor. Üst melodi geldiğinde ise albüm biraz daha sakinleşiyor ve yerine oturuyor 3 parçadan sonra. Güzel bir tech-house.

7) The Blessing - Derin bir melodi ile başlıyor ve melankolik bir havaya dönüyor üst melodi ve tizlerin ardından. Keskin vuruşlar çok daha ön planda ve ciddi biçimde mekanik bir havası var.

8) Mala' Strana - Çok yoğun ve sisli bir melodinin arkasından org melodisi geliyor ağırdan. Hani kendini biraz daha tutsa ambient kıvamına gelebilirmiş.

9) Acrostico - Çan benzeri bir ses kesiti ile başlıyor ve arkasından gelen melodi ile indie rock çalışmalarının girişini andırıyor. Yine mekanik seslerle karşımıza çıkıyor ama albümdeki melankoli ve ağırlık tüm benliği sarıyor.

10) Xilo - Xylophone'a adanmış gibi duran bir alt melodinin üzerine aksak ve keskin vuruşlar yerleşiyor hemen. Ses kesitleri oldukça yoğun. Gitarın da devreye girmesiyle Western filmlerin havalarını getiriyor.

11) Beautiful Life - Ciddi biçimde beni şaşırtan bir girişi var. Elektro pop rock gibi bir his veriyor ve çok ilginç. Çok ısındığımı söyleyemem. Gerek vokalin belli belirsiz duruşu, gerekse çok öne çıkan bir özelliğinin olmaması beni biraz soğuttu.

12) Hera - 180 derece albümü döndürüyor girişiyle birlikte. Aslında çalışmaya hakim olan melodiyle çok daha hareketli bir şeyler bekleniyor ama yine de genel yapısı itibariyle dikkat çekici özelliğe sahip.

13) The Verdict - Minik bir melodiyle başlıyor ve arkasından Lamb benzeri bir havaya giriyor. Gitarı bekliyorum ama gelmiyor. Yerine mekanik bir melodi geliyor. Genel sakin havasından bir şey yitirmiyor. Ama vuruşlarının yapısını ciddi biçimde takdir ettiğimi de söylemeden geçmeyeyim.

Gui Boratto'nun Resmi Sitesi
Gui Boratto @ MySpace

Tanıtım kesitleri Juno Records'dan alınmıştır.

27.1.07

Kısa Kısa Plaklar... (11)

Elektrochemie - Mucky Star (Get Physical, 2007)

Elektrochemie Thomas Schumacher, Stephan Bodzin ve Caitlin Devlin'den oluşan, son dönemde techhouse ve minimalizmi kaynaştıran bir trio. Bu üçlüden Thomas DJ, Stephan prodüktör ve Caitlin de vokallerde yer alıyor. Eskiye gitmek gerekirse de Elektrochemie LK olarak da biliniyorlar.

Get Physical Music'ten çıkardıkları yeni plaklarıyla da bugüne kadar yaptıkları başarılı işleri aratmayan bir çalışmaya imza atmışlar. Plağın A yüzündeki ilk çalışma Mucky Star güçlü vuruşlarla başlıyor. Bir süre sonra gökgürültüsü gibi kulağınıza doluyor. Vokal ise parçaya çok seksi bir hava katıyor. Parçada Elektrochemie'nin eski zamanlarından kalan elektro ve tekno havası da mevcut. Çok etkileyici bir çalışma. A yüzündeki diğer çalışma Calling You ise techhouse çizgisine çok daha uygun, daha sakin bir çalışma. Gui Boratto ve Loco Dice'yi hatırlatan bir siması var ancak vokaller onu ayrı bir yere koyuyor. Caitlin'in plağa katkısı yadsınamayacak kadar yüksek. B yüzünde ise Mucky Star'ın enstrümental versiyonu bulunuyor ama ben vokallisini tercih ediyorum.

Aril Brikha - Winter (Kompakt, 2007)

Aril Brikha prodüksiyonlarıyla da bilinen başarılı bir isim ancak onu asıl ünlü yapan canlı performansları. New Age dinleyerek ısındığı elektronik müzik dünyasında onu ilk etkileyen isim Robert Hood olunca da Detroit teknoya gönül verenlerden biri oldu. Prodüksiyonlarında ve performanslarında Detroit kültürünü kendine has soul ve funk unsurlarıyla birleştirdi ve akla gelebilecek bütün önemli elektronik müzik festivallerde yerini aldı.

Kompakt'tan çıkardığı bu yeni plakta A yüzünde yer alan Winter'ın eskiye nazaran biraz daha trancevari melodilerle bezenmiş bir yapısı var. Paul Van Dyk'ın "Seven Ways" adlı albümüne pek uzak değil. Prodüksiyonları her zaman genele pek de hitap etmeyen özel bir insandan farklı bir yaklaşım. B yüzündeki Berghain ise vuruş yapısı itibariyle Detroit çizgisine daha uygun ancak genel yapısı itibariyle yine trancevari melodiler var. Bunun yanında alt melodiden funk ritmi geliyor.

Rino Cerrone - Rilis Special Edition 5.5 (Rilis, 2007)

Gaetano Parisio ile birlikte teknodan sonra minimalizme el atan isimlerden biri olan Rino Cerrone'nin geçiş dönemi pek de kolay olmadı. Özellikle Napoli kültürünü benimsemiş bir tekno prodüktörü olarak farklı bir yere sahipti ve geçiş sırasında bir nebze tepki aldı.

Rino Cerrone'nin 1999 yılında müzikal bir proje olarak başlattığı Rilis adlı plak şirketinden yayınladığı serinin 5.si olan bu plak geçişin tamamlandığını işaret ediyor. İlk çalışma Burnt It'ten de açıkça belirli olduğu gibi Napoli kültürünün elbette halen etkin bir yapısı var altyapıda ancak minimalizmi temel olarak aldığı ortada. Aslına bakılırsa değişik ve güzel bir sonuç ortaya çıkmış. Özellikle İspanyol prodüktörlerin taşıdığı uplifting minimalist bakış açısına sahip denilebilir özetle. B yüzündeki Experience ise ses kesitlerinin daha bol olduğu bir çalışma ama yine de özünde aynı yapıda. Geneline bakılırsa mutlaka dinlenmesi gereken plaklardan biri.

1.11.06

Michael Mayer - Immer 2 (Kompakt, 2006)

Michael Mayer elektronik müziğin modern yüzü açısından önemli bir isim. Kompakt plak şirketinin sahiplerinden ve çok başarılı prodüksiyonların altındaki imza olmasının yanında Almanya'da elektronik müziğe yön veren kişilerden olması onu farklı kılıyor.

Almanya'nın güney batısında doğan Michael Mayer 13 yaşında DJ olmaya karar verir ve gazete dağıtıcılığından kazandığı parayla 1 yıl sonra kendine bir mixer ve turntable alır. 17 yaşında Almanya'da bir ilki gerçekleştirip ilk DJ Mix şovu hazırlar. Daha sonra çeşitli residency denemelerinden sonra şanssızlıklarla karşılaşan Mayer Köln'e taşınır ve bundan sonra Delirium plak şirketinde Jürgen Paape, Wolfgang Voigt, Reinhard Voigt ve Jörg Burger ile tanışır. Bunu takiben Kompakt doğar ve olaylar gelişir, Michael Mayer bugünkü noktaya gelir.

Immer albümü ilk yayınlandığında 2002 yılıydı ve albüm çıktığı zaman elektronik müziğe yön veren 100 albümden biri ilan edildi. Tekno'nun yeniden canlanışını gösterdiği söylenen albüm Kompakt'ın en çok satan albümü oldu. Yıl 2006 ve Michael Mayer şimdi Immer 2 ile karşımızda.

Michael Mayer Immer 2'si Someone Else'in "Ploosh"'uyla başlıyor ve yoğun bir dub ile karşılıyor. Karanlık hava Ian Simmonds'ın "The Dog"'uyla devam ediyor. 3. parça olan Brooks'un "Tell Somebody About The Beat"'iyle biraz canlanmaya başlıyor. Trevor'dan "Strange Worlds" başladığında ise Detroit esintileriyle bizi karşıladı. Crowdpleaser'ın "18 Years"'ı ise biraz daha depresif bir havasa olsa da Detroit tarzını devam ettiriyor. Elbette Detroit'e Kanzleramt tarzı daha minimalistik bir bakış açısı var. Justus Kohncke'nin "Advance"'i geliyor sıradan ve bakış açısını değiştiriyor. Yine derin bir melodi var ancak bu sefer funk etkileşimli olumlu bir durum söz konusu.

Albümün ikinci yarısına ise bu yeni havanın eşliğinde Lindstrom'un "Another Platform" adlı çalışmasına Todd Terje'nin düzenlemesiyle giriyoruz. Funk ve disko artık tamamen hakim. Muhteşem bir seçim. The Rice Twins'den "For Dan" geliyor ve biraz nefes aldırıyor. Ancak altta hareketli bir melodisi var üst yapısı sakin olsa da. Sırada ise ünlü Rus ikili Scsi-9'dan "Morskaya" minimal ciddiyetiyle geliyor. Melodisi krautrock dönemlerini andırıyor. Oldukça sakin ve dengeli bir çalışma.

Albümün son çeyreğinde Jesse Somfay bizi "Lying In A Bed Of Mist"'i ile karşılıyor. Scsi-9'dan sonra biraz daha pozitif bir enerji saçıyor. Oldukça dingin ama gülümseten bir havası var. 11. parça ise DK7'nin "Where's The Fun (Sten Remix Output)" adlı çalışması. Erlend Oye tarzı bir vokalle başlıyor ve güzel bir deep house olarak devam ediyor. Albümün kapanışı ise Geiger'ın Good Evening'inin Supermayer düzenlemesi ile. Oldukça derin bir başlangıçtan sonra neşeli bir havaya bürünüyor.

Albümün bir bölümü hariç genelinde ciddi oranda sakinlik var. Yer yer dub, yer yer krautrock dönemi melodili minimal çalışmalar ön plana çıkıyor. Eğer Michael Mayer'in ilk Immer'de olduğu gibi bunda da müziğin gideceği yönü işaret ettiğini düşünürsek önümüzdeki dönemde biraz daha sakin bir hayat yaşayacağız gibi geliyor. Ancak Cumartesi akşamları funk var yine o kesin.

http://www.kompakt-net.com