Ricardo Villalobos etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ricardo Villalobos etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7.1.08

Ricardo Villalobos - Sei Es Drum (Sei Es Drum, 2007)

Ricardo Villalobos ile aramın uzun bir süredir açık olduğunu söyleyebilirim. Kendisinin gittikçe Minimalizmin kimine göre deneysel yönüne adım atması ve benim açımdan eski dönemini aratan açlışmalar yapması bunun temel sebebi. O deneysellik bana Minimalist Ambient gibi geldiğinden de olabilir bu. Artık Minimalizmle alakası da sorgulayasım var açıkçası. Yeteneği burada tartışma konusu değil, ekleyeyim. Yeteneğini zaten fazlasıyla kanıtladı, olay da bu zaten.

Ricardo Villalobos kurduğu taze plak şirketi Sei Es Drum'dan plak şirketinin adını taşıyan bir albüm çıkardı. Albümdeki dört parça Fabric Live serisinin 36. ayağında Ricardo Villalobos'un Mixlemesiyle zaten karşımıza çıkmıştı. Bu Mix'te sadece kendi parçalarını kullanmıştı Minimalizmin prensi. Bu iki albümde Ricardo'nun yanında iki isim var, Andrew Gillings (Adruic & Japan adlı parçada) ve Patrick Ense (Fizpatrick adlı parçada). Haklarında hiçbir bilgim olmadığı gibi başka çalışmaları da yok. Patrick, Richie'nin turları sırasında teknik ekipmanından sorumlu kişi. Andrew ise kim valla bilmiyorum. Google da yardımcı olamadı.

Gelelim albüme. İlk parça "Andruic & Japan"'de bahsedilen deneysel Minimalizm var. Kodo da yer alıyor ses kesitleri ile. Hani anlayamayız diye bayan vokal "Kodo, Kodo" diye bağırıyor sağolsun. Parça 9. dakikadan sonra benim beklentilerime yaklaşıyor ama Ricardo beklentilerimi ne yapsın tabii. Kafalarına göre takılmışlar. "Fizpatrick" ise uzun bir girizgaha sahip. Girizgah dediğim parça boyunca devam ediyor. Sıradanlık harici pek bir şey yok. Geldik 3. parça "Primer Encuentro Latino-Americano"'ya. Güney Amerika hissiyatıyla yüklü Minimalizm çalışması. Vokalin yarattığı hava bir süre sonra parçanın uzunluğu ve tekrarların yoğunluğu sebebiyle sıkmaya başlıyor. Alttaki yapı ise parça boyunca aynı neredeyse. "Druic" ile Almanya'ya dönüş yaşıyoruz hem süre hem de yapı olarak. Parçada senfonik dokunuşlar var yaylılar sayesinde. Müzikal açıdan çeşitleme çok güzel. Ancak değişimlerin çok uzun zamana yayılması biraz yoruyor. "Samasai" Japonca vokaller hariç "Fizpatrick"'ten çok farklı değil yapısal anlamda. Daraldım. Daha önce Ricardo'nun setinden kesilerek İnternet'te yayılan "Baila Sin Petit"'i vokalsiz belki beğenebilirdim. Acaba enstrümental versiyonu çıkar mı merak ediyorum. Ama bu halleyken daraldım. Albümün son çalışması "Farenzer House"'a artık umutsuz giriyorum. Yine muhteşem istikrarlı bir tekdüzelik var.

Göründüğü kadarıyla Ricardo Villalobos ile aramız halen bir sür daha düzelmeyecek. Artık ben mi anlayamıyorum onun müziğini, kapasitem mi yetmiyor bilemiyorum ama kesinlikle beğenmedim orasını biliyorum. Yılın hayal kırıklıklarına koymayı düşünürdüm eğer önceden inceleseydim ama yine de 2 senedir böyle olduğundan pek hayal kırıklığı da kalmadı artık. MySpace'inde bile "808 The Bass Queen" ve "Easy Lee" var Ricardo yaa. Nerede o günler? Nerede "Dexter"? Aaaah ah.

MP3: Ricardo Villalobos - Primer Encuentro Latino-Americano

Ricardo Villalobos @ MySpace
Albümü (3x12") satın almak için

20.10.06

Kısa Kısa Plaklar... (2)

Ricardo Villalobos - Fizheuer Zieheuer (Playhouse, 2006)

Şili'den Pinochet'nin cunta yönetiminin gelmesini takiben Almanya'ya göçen bir ailenin çocuğu olan Ricardo Villalobos'un yeni plağı Playhouse'tan çıkacak. Plağın tanıtım versiyonunu dinleme imkanı buldum. Açıkcası Heute'yi yorumlarken açıkladığım gibi Ricardo Villalobos artık destansı çalışmalar yapıyor ve bunu tam anlamıyla sevdiğimi söyleyemem.

Plağın A yüzünde Fizheuer Zieheuer'in ilk bölümü var. Oldukça derin bir minimal başlangıcı var. 5. dakikaya kadar devam eden derin tempo trompetin kesitlerinin girişiyle biraz daha hareketleniyor. Çalışma daha sonra tekrar sakinleşerek başladığı tempoyla devam ediyor.

Plağın B yüzünde ise ikinci bölüm var. İkinci bölüm 22 dakikalık bir çalışma. Kullanılan ses kesitleri itibariyle biraz daha depresif başlıyor. Altyapı ise ilk bölümle tamamen aynı. Çalışmanın sonuna kadar bu depresif hava devam ediyor.

Anders Ilar - Downhill (Narita, 2006)

İsveç doğumlu prodüktör Anders Ilar son dönemin dikkat çeken başarılı prodüktörlerinden biri. Minimal house'u dub, abstrakt ve yoğun vuruşlarla birleştiriyor ve kendine has bir tarz ortaya koyuyor.

Downhill adlı plağı Miami merkezli Narita Records'dan çıktı. Plağın iki yüzünde de ikişer çalışma var. Black Numbers basit vuruş yapısının üzerinde karmaşık melodilere sahip. Downhill (Arctic Hospital Remix) ise biraz daha depresif bir modda parça yapısı temelinde benzer olsa da. Tiz ses kesitleri oldukça yoğun. Downhill'in orjinal versiyonu ise aksak vuruşların üzerinde bir klavye melodisi ile yolculuk hissi veriyor. Plaktaki son çalışma Anders Ilar'ın Adam Johnson'la birlikte yaptığı "Riding Metal Mosquitos" adlı dubvari minimal çalışma.

JPLS - Program (M_nus, 2006)

Minimal tekno'nun derinliklerinden gelen başarılı bir plakla karşımızda Jeremy Jacobs aka JPLS.

Plakta Program 1, 2 ve 3 adında üç çalışma var. Program 1 M_nus'un özlediğimiz eski depresif minimal tekno tarzından bize istediğimiz her şeyi sunuyor. Minimalizmin gerçekten tamamen özüne iniyor ve dinleyeni içine çeken, hatta bilinçaltına inen bir yapıda insanı sarmalıyor. Ondan sonra sırası ters olsa da Program 3 geliyor. Benzer bir vuruş yapısının üzerine farklı ses kesitleri yerleştirilmiş. Yine depresif ama minimalist yapıdan ödün verilmemiş. Dürüstçe söylemek gerekirse dinlemek cesaret gerektiriyor. Çalmak ise çok daha fazlasını. Program 2 ise ilk iki çalışmadan oldukça uzun ve benzer bir yapıya sahip. Kullanılan ses kesitleri ise atmosferi iyice yoğunlaştıran cinsten. Bu arada plağın yayınlanmamış olan 4 versiyonu var. Bunları bir şekilde el altından edinmeniz gerekiyor.

15.10.06

Kısa Kısa Plaklar... (1)

Krafty Kuts - Tell Me How You Feel (Atg, 2006)

Fazla yoruma gerek yok. Yer gok breakbeat diye inliyor plak sebebiyle. Plakta Martin Reeves veya bilinen adiyla Krafty Kuts'in "Freakshow" adli albumunde de yer alan Tell Me How You Feel adli parcanin yaninda yine albumden Basketball Jam var ve hepsinin uzerine bir de Tell Me How You Feel'in "Radio Edit"i mevcut. Acid ve progresif turlerin cok iyi harmanlandigi 2 parcadan ozellikle Basketball Jam inanilmaz guclu ve dinlerken butun dunya sarsiliyor. Tell Me How You Feel ise vokalleriyle daha etkin hale gelmis. Ambiyane tabiriye bir popvari olmus denilebilir ancak turu acisindan cok guzel bir calisma.

Bu arada Krafty Kuts'in "Freakshow" albumunu de en kisa zamanda buyuk zevkle inceleyecegim. Turkiye'de genel olarak gozardi edilen bu ture daha fazla onem verilmesi gerekiyor. Plump DJs, Lee Coombs, Hyper, Breakfastaz, Meat Katie, Atomic Hooligan, Freq Nasty, Stanton Warriors, Drummatic Twins, Rennie Pilgrem, Dylan Rhymes, Elite Force, ILS, Evil Nine vs. gibi isimlerin Turkiye'de daha duzenli olarak gelmesi cok guzel olabilir. Breakbeat'in eglenceye ne kadar yonelik bir tur oldugunu ancak tadina vararak anlayabilir herkes.

Ricardo Villalobos - Heike (Lofi, 2006)

Dogruyu soylemek gerekirse Dexter'dan beri yildizim Ricardo Villalobos'la bir turlu barisamadi. Produksiyon bakis acisindaki degisim bircok insani daha da mutlu ettiyse de ben ayni zevk alamadim ve gittikce koptuk. Son donemde Guney Amerika'dan cikan diger yeteneklere daha cok dikkat etmemin ve Ricardo'yu biraz geri planan itmemin sebebi de minimal house'u kendi acisindan senfoni moduna sokmasi ve az ve oz bakis acisi yerine destansi calismalarda bulunmasi.

Plakta Heike adli calismanin bir orjinal hali, bir de Mood duzenlemesi yer aliyor. Plak aslinda 1998'de yayinlanan plagin yeniden yapilandirilmis hallerini iceriyor. Mood duzenlemesinde minimal tekno yapisi dogrudan kendini gosteriyor. Guclu ve etkili havasiyla ozledigim Ricardo'yu hatirlatiyor bana. Orjinal hali ise cok daha guclu. Ozellikle vuruslar dinleyeni dogrudan etkisi altina aliyor ve minimalist yapisiyla buyuk zevk veriyor. Dinlerken insanin kendinden gecmesi cok kolay.

Gosub - The Future Is Enslaved (Point One, 2006)

Adindan surekli bahsettigim Florida'li T. Scott'in projesi Gosub son donemde uretkenligi ve yetenegi ile dikkat cekiyor. Ozellikle old-skool elektro'ya olan duskunlugu ile bu aralar biraz gozardi edilen turun gucunu korumasi icin savasiyor.

Gosub'in bu plagi eski elektrod teknolojisine siki sikiya bagli kalarak canli kaydettigi calismalardan olusuyor. Plakta yine Gosub'in elektro ve tekno yapilara ne kadar onem verdigi acikca goruluyor. Plakta "The Chains Of Technology", "Next To Me", Darkness Modulations", "The Mountain Of RU" ve "The Element II (Metal Beast Mix) yer aliyor.

Elektro'nun ozunu hissetmek ve eski gunlere bir nebze olsun geri donebilmek icin ideal bir plak.