Kasim 2007 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kasim 2007 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24.2.08

Lisa Ono - The Music Of Antonio Carlos Jobim Ipanema (SM, 2007)

Lisa Ono Brezilya doğumlu bir Bossa Nova vokalisti. 10 yaşında ailesiyle taşındığı Tokyo ile Rio De Janeiro arasında da mekik dokumuş hayatı boyunca. 1989'dan beri durmadan sıkılmadan da albüm çıkarıyor kendileri.

Çok güzel bir ses rengine sahip Lisa Ono ve onu dinlerken fark etmemek imkansız. Küçük yaşından itibaren babasının Tokyo'da açtığı restoranda şarkı söylemesinin de hem ses renginin oturmasında hem de vokalindeki ustalıkta büyük etkisi var.

Lisa Ono Kasım ayında çıkardığı albümde efsanevi Bossa Nova müzisyeni, hatta Bossa Nova bugün varsa bunda emeği yadsınamayacak Antonio Carlos Jobim'in klasiklerini seslendiriyor. Parçalar eski ancak Lisa Ono'nun sesinden yeniden kulaklarımızda canlanıyor. Zaten albümün açılışında "Girl From Ipanema" ile bir giriş var ki kulaklara şenlik. Ayrıca albümün kapanış parçası "Both Sides Kite"'ta Daniel Jobim'le birlikte düet yapmış olması da güzel bir incelik.

"Girl From Ipanema", "Bonita", "Happiness", "How Ignorant", "Timely Rain" ve "In Marchary Rain" gibi efsane parçaları da dinleme imkanı buluyoruz albüm sayesinde birkez daha. Bir bakıma Antonio Carlos Jobim'in en iyi parçalarının derlenip daha sonra da yeni bir yorumla karşımıza çıkması bu. Dinleyip hem bu efsaneleşmiş parçaların hem de Lisa Ono'nun güzel vokalinin tadını çıkarmaktan başka bir şey kalmıyor bize de.

MP3: Lisa Ono - Happiness
MP3: Lisa Ono - Girl From Ipanema

Lisa Ono'nun resmi sitesi
Albümü satın almak için (Bulabildiğim en ucuzu bu)

21.1.08

Geiom - Island Noise (Berkane Sol, 2007)

Dubstep'in dünyayı sarmaya başladığı şu güzide günlerde Burial'ın albümünün biraz gölgesinde kalan ancak kalite açısından çok yüksek mertebede bir albümle karşı karşıyayız. Albümün arkasındaki şahsiyet adını da saklamıyor Burial gibi. Sözü geçen kişi Kamal Joory veya daha çok bilinen adıyla Geiom.

1999'da City Centre Offices'da başladığı profesyonel müzik hayatına 2001-2006 arası başka bir işle uğraşması sebebiyle ara veren ama daha sonra içindeki sesin gücüne boyun eğip müziğe dönen Geiom kendi kurduğu Berkane Sol adlı plak şirketinden çalışmalarını yayınlamaya başladı. Elbette baştaki deneysel ve Leftfield yaklaşımından tamamen Dubstep'e dönerek.

Albüme gelince Burial benzeri Dubstep'e deneysel bir yaklaşım albümün her noktasında var ancak çok başarılı bir şekilde kotarılmış çalışmalar. Melodiler vuruşların üzerine başarıyla yerleştirilmiş, bir bütün halinde incelendiğinde çok zevk veriyor.

Albümün genelinde çok başarılı parçalar var ama albümün kalitesini en iyi açıklayanlar "Canopy Desire" ve daha da önemlisi "Hydropine". Hayranlıkla dinledim bu iki çalışmayı. Bunların yanında albümde sadece "Futurerustic" adlı çalışma beklentilerimin altında kaldı. Biraz Ambient Trance havasıyla karıştırmış ama işin özünde deneysel bir bakış açısı olduğundan bunu da hoş görmek gerekir.

MP3: Geiom - Island Noise
MP3: Geiom - Hydropine

Geiom @ MySpace
Albümü satın almak için

13.1.08

Chk Chk Chk - Yadnus (Digital Release) (Warp, 2007)

İş gezisi sebebiyle verdiğim ufak bir aradan sonra şöyle eğlenceli bir giriş yapayım dedim ve akabinde ne zamandır incelemeyi düşündüğüm bir plakla açılışı yapalım. Bu plak hayranı olduğumu zaten açıkça vurguladığım !!!'e (Chk Chk Chk) ait.

Plağa adını !!!'in yılın en iyi albümleri listesinde yer alan "Myth Takes" albümündeki şahane "Yadnus" parçası vermiş. Adını vermiş ama plakta sadece 1 adet düzenlemesi var. Diğer düzenlemeler "Heart Of Hearts" ve "Must Be The Moon"'a yapılmış. Bir bakıma albümün en dikkat çeken parçalarına yapılan düzenlemeleri toplamışlar. "Bend Over Beethoven"'ı atladıkları için teessüflerimi ilettim kendilerine zaten.

Gelelim plağa. Aslında yarım saattir plak diyorum ama bu önce dijital ortamda yayınlanan, sonra da CD olarak satılan bir plak. Reçinesiz anlaşılacağı üzere. "Yadnus"'un Radio Edit'i dışında düzenlemeler bulunuyor.

"Yadnus (Still Going To The Roadhouse Mix)" parçayı biraz daha Disko'ya ve Funk'a döndürmüş. Başarılı olduğunu rahatça söyleyebilirim. "Heart Of Hearts (Dj Kaos Hoh Extend)" olayı biraz daha Funky House modeline dönüştürmüş. E haliyle çok randıman alamadı bu Punk Rock bekleyen deli gönül. Ama arkasından gelen ve bu albümden çıkan ilk plakta yayınlanan, incelediğim "Must Be The Moon (Emperor Machine Dub Mix)" gelince her şey değişiyor. Alabildiğine Disko, Punk, Rock ne ararsan. Oh. Camı açıp Ortaköy'e dinletesim var ama hava soğuk. Plağın kapanışını "Heart Of Hearts (Scottie B Remix)" yapıyor. Önce hafif DnB geliyor izlenimi verdikten sonra Electro House'a yerleşiyor. Hemen ardından DnB nidaları geri geliyor. Gidip geliyor anlaşılacağı üzere.

MP3: !!! (Chk Chk Chk) - Yadnus (Still Going To The Roadhouse Mix)

!!! resmi sitesi
!!! @ MySpace
Plağı satın almak için

7.1.08

Ricardo Villalobos - Sei Es Drum (Sei Es Drum, 2007)

Ricardo Villalobos ile aramın uzun bir süredir açık olduğunu söyleyebilirim. Kendisinin gittikçe Minimalizmin kimine göre deneysel yönüne adım atması ve benim açımdan eski dönemini aratan açlışmalar yapması bunun temel sebebi. O deneysellik bana Minimalist Ambient gibi geldiğinden de olabilir bu. Artık Minimalizmle alakası da sorgulayasım var açıkçası. Yeteneği burada tartışma konusu değil, ekleyeyim. Yeteneğini zaten fazlasıyla kanıtladı, olay da bu zaten.

Ricardo Villalobos kurduğu taze plak şirketi Sei Es Drum'dan plak şirketinin adını taşıyan bir albüm çıkardı. Albümdeki dört parça Fabric Live serisinin 36. ayağında Ricardo Villalobos'un Mixlemesiyle zaten karşımıza çıkmıştı. Bu Mix'te sadece kendi parçalarını kullanmıştı Minimalizmin prensi. Bu iki albümde Ricardo'nun yanında iki isim var, Andrew Gillings (Adruic & Japan adlı parçada) ve Patrick Ense (Fizpatrick adlı parçada). Haklarında hiçbir bilgim olmadığı gibi başka çalışmaları da yok. Patrick, Richie'nin turları sırasında teknik ekipmanından sorumlu kişi. Andrew ise kim valla bilmiyorum. Google da yardımcı olamadı.

Gelelim albüme. İlk parça "Andruic & Japan"'de bahsedilen deneysel Minimalizm var. Kodo da yer alıyor ses kesitleri ile. Hani anlayamayız diye bayan vokal "Kodo, Kodo" diye bağırıyor sağolsun. Parça 9. dakikadan sonra benim beklentilerime yaklaşıyor ama Ricardo beklentilerimi ne yapsın tabii. Kafalarına göre takılmışlar. "Fizpatrick" ise uzun bir girizgaha sahip. Girizgah dediğim parça boyunca devam ediyor. Sıradanlık harici pek bir şey yok. Geldik 3. parça "Primer Encuentro Latino-Americano"'ya. Güney Amerika hissiyatıyla yüklü Minimalizm çalışması. Vokalin yarattığı hava bir süre sonra parçanın uzunluğu ve tekrarların yoğunluğu sebebiyle sıkmaya başlıyor. Alttaki yapı ise parça boyunca aynı neredeyse. "Druic" ile Almanya'ya dönüş yaşıyoruz hem süre hem de yapı olarak. Parçada senfonik dokunuşlar var yaylılar sayesinde. Müzikal açıdan çeşitleme çok güzel. Ancak değişimlerin çok uzun zamana yayılması biraz yoruyor. "Samasai" Japonca vokaller hariç "Fizpatrick"'ten çok farklı değil yapısal anlamda. Daraldım. Daha önce Ricardo'nun setinden kesilerek İnternet'te yayılan "Baila Sin Petit"'i vokalsiz belki beğenebilirdim. Acaba enstrümental versiyonu çıkar mı merak ediyorum. Ama bu halleyken daraldım. Albümün son çalışması "Farenzer House"'a artık umutsuz giriyorum. Yine muhteşem istikrarlı bir tekdüzelik var.

Göründüğü kadarıyla Ricardo Villalobos ile aramız halen bir sür daha düzelmeyecek. Artık ben mi anlayamıyorum onun müziğini, kapasitem mi yetmiyor bilemiyorum ama kesinlikle beğenmedim orasını biliyorum. Yılın hayal kırıklıklarına koymayı düşünürdüm eğer önceden inceleseydim ama yine de 2 senedir böyle olduğundan pek hayal kırıklığı da kalmadı artık. MySpace'inde bile "808 The Bass Queen" ve "Easy Lee" var Ricardo yaa. Nerede o günler? Nerede "Dexter"? Aaaah ah.

MP3: Ricardo Villalobos - Primer Encuentro Latino-Americano

Ricardo Villalobos @ MySpace
Albümü (3x12") satın almak için

30.12.07

Burial - Untrue (Hyperdub, 2007)

Elektronik müzik çevrelerinde zaman zaman rastladığımız türden bir isim Burial. Bizim açımızdan bir John Doe vakası kendisi. Adını gizli tutmayı tercih eden prodüktörlerden. Bundaki temel amaç Underground kültürünün temellerinden olan "Esas olan müziktir. Gerisi sadece detay. Müzik olduktan sonra isme gerek yoktur." mantalitesi.

Daha önce çıkardığı ilk solo albümü "Burial"'ın ardından Dubstep çevrelerince ilgi odağı haline gelen, kimdir bu diye incik cincik edilen, Hyberdub plak şirketinin sahibi Steve Goodman'ı baskı altında bırakan Burial, yeni albümüyle Elektronik müziğin 2000 yılından beri düzenli yükselişteki bu türünün en ilgi çeken isimlerinden biri haline geldi.

İlk albümünün başarısı bir bakıma kendisiyle savaşması sonucunu doğurmuş. İlk albümünün çoğunu evindeki stüdyosunda hazırlayan ve buna yine sadık kalmak isteyen Burial, bu popülarite sebebiyle beğeni kaygısı içine girdiğini ve bundan sıyrılmanın uzun bir zaman aldığını da iletmiş bir röportajda.

Gelelim "Untrue" adlı yeni albümüne. Bir kere Dubstep'e yaklaşımındaki atmosferik öğeler sebebiyle doğrudan ayrılıyor genelden. Dubstep'in önemli isimleri Benga, Skream, Caspa ve L-Wiz'le karşılaştırdığımızda bu fark ediliyor. Bir taraf Breakbeat kökenli güçlü baslarla ağırlığını ortaya koyarken Burial tamamen farklı bir yönden geliyor. Bir zamanın IDM'deki bölünümünü andırıyor bu gelişme, Aphex Twin vs Boards Of Canada misali.

Albüm müzikal açıdan üst sınıfta. Ses kesiti kullanımı oldukça bol. Bazı noktalarda vokalle birlikte microhouse'u anımsatacak derecede. Aslında hani bir sallama yapma şansım varsa Burial Ambient Dubstep yapıyor diyebilirim. "In McDonalds", "Near Dark" ve "Endorphin" doğrudan bu sallama tanıma uyar.

Albümde vokallerin kullanımı da House ekolünü andıracak yapıda. Sanırım müzikal açıdan bu zenginlik ve Burial'ın tamamen içine kapandığı noktalarda yaptığı prodüksiyonlar ona bu başarıyı getiriyor. 2007'nin dinlemeden geçilmemesi gereken albümlerinden biri. Tavsiyeye hacet yok. Albüm kendini gösteriyor her notasında.

MP3: Burial - Archangel
MP3: Burial - Ghost Hardware
Bonus MP3: Bloc Party - Where Is Home (Burial Remix)

Burial @ MySpace
Albümü satın almak için

8.12.07

Ay Tutulması - Kasım 2007

Kasım ayında incelediğim albümlerden seçtiğim parçalar için buyrunuz. Bu bölümle ilgili olarak da Misak Tunçboyacı'nın Dinamo FM'de Pazartesi akşamları 22:00-23:00 arasında yaptığı Deuss Ex Machina programına konuk oldum ve bu her Ay Tutulması için düzenli olarak devam edecek. Herkese iyi eğlenceler.

1) Dave Gahan - Deeper And Deeper
2) Federico Aubele - La Esquina
3) Mando Diao - If I Don't Live Today,I Might Be Here Tomorrow
4) Jose Gonzalez - Down The Line
5) Daft Punk - Around The World / Harder, Better, Faster, Stronger
6) Dave Gahan - Use You
7) Uusitalo - Korpikansa
8) Orgone - Who Knows Who
9) Federico Aubele - Maria Jose
10) Luke Vibert - Comfycozy
11) Coburn - We Interrupt This Program (Stanton Warriors Remix)
12) Rigmor Gustafsson - Voodoo Skills
13) Roisin Murphy - Primitive
14) Seal - Immaculate
15) The Killers - All The Pretty Faces

27.11.07

Daft Punk - Alive 2007 (Virgin, 2007)

Daft Punk elektronik müzik seven herkesin bildiği bir isimdir herhalde. Fransız Electro House ekolünü pop dünyasına taşıyan mihenk taşı tadında bir ikili. Bugüne kadar parçalarıyla bizleri coşturdular. Klipleriyle de hayran bıraktılar.

Ama her şey FG'nin Kuruçeşme Arena'da düzenlemiş olduğu Daft Punk konseriyle daha da bir anlam kazandı. Alive 2007 turnesi kapsamında ülkemize de gelen, bana en az 2 litre su kaybettirip ışık gösterileri sebebiyle apıştıran ikili bana göre Kraftwerk'ten sonra en güzel gecemi yaşattılar Türkiye sınırlarında. Parçaların düzenlenişi, insanların tepkileri ve gösteriler mükemmeldi. Herkesin bir ağızdan Technology diye bağırdığını hala dün gibi hatırlıyorum. Videosunu çekmiş olmam da bu açıdan faydalı tabii.

Ama Daft Punk bununla kalmadı. Paris Bercy'de verdikleri konseri hem Audio hem de Video olarak karşımıza çıkardılar. Kuruçeşme'deki konsere gidenler için söyleyeyim, Setlist aynısı. Ama dinlemekten sıkılamayacağınız için sorun yok.

DVD'yi zaten geçtim. Seyrederken kendinizden geçiyorsunuz. Hiç abartı yok. Son yılların en güzel şovlarından biri Dünya çapında. O görseller, görsellerin müzikle muhteşem birleşimi. Ayran ayran seyretmek kalıyor bizlere de.

İkili performans için Ableton Live'ı kullanmış. Kullandıkları Minimoog Voyager'lar ise yaklaşık 30 yıllık bir sistem ve Thomas Bangalter tarafından halen eşsiz olduğu düşünülerek yerleştirilmiş.

Daft Punk'ın albümlerinde yer alan parçalar iç içe geçmiş bir şekilde dinleniyor. "Around The World" 2 kere karşımıza çıkıyor albümde ama "Technologic"'in ses kesitleri orda burda şurda her yerde.

Konseri kaçıranlar için 2. kez eşşeklik etmeme şansı bu albüm. Konseri seyredenler için de anıları canlandırıp evde yine kendinden geçme fırsatı. Mutlaka ama mutlaka edinilmesi gerekiyor.

MP3: Daft Punk - Around The World / Harder, Better, Faster, Stronger
MP3: Daft Punk - One More Time / Aerodynamic

Video: Daft Punk - Around The World / Harder, Better, Faster, Stronger @ Istanbul Kurucesme Arena (23.06.2007)
Video: Daft Punk - Da Funk @ Istanbul Kurucesme Arena (23.06.2007)

Daft Punk'ın resmi sitesi
Daft Punk @ MySpace
Albümü/DVD'yi satın almak için (Henüz Türkiye'ye gelmedi)

Not: Videoları cep telefonumla çektim. Tüm parçaları kapsamıyor çünkü bir yere kadar dans etmeden dayanabildim. En azından DVD için bir fikir verebilir.

22.11.07

Seal - System (Warner/Atlantic/Elektra, 2007)

Dünyanın en güzel kadınlarından biriyle evli olan ancak erkeklere gayet çirkin gelen 2 adamdan biri Seal (Seal Henry Olusegun Olumide Adeola Samuel) (Peh peh isme bak, Türkiye'de 10 kişiye isim çıkar bundan). Diğer zibidi de Christian Karembeu. Ama bize ne? Heidi Klum diye düşününce insan öyle diyemiyor. Yine de müzikal açıdan bugüne kadar bize verdiği mutluluklar sebebiyle Seal'i ayrı kefeye koyalım. Karembeu'nun oyunculuğunu da sevmezdim zaten. Onun kaçarı yok.

Seal denildiğinde ilk akla gelen parçaların başında "Kiss From A Rose" geliyor. Heidi Klum da bu parçaya düşmüş herhalde. Amma taktım. Neyse.

Baştan dürüstçe söyleyeyim. Seal'in öyle hayranı falan değilim. Evet gerçekten çok güzel parçalara ve yorumlamalara imza attı ama öyle takipçisi falan olmadım. Yine de "System" albümünün ilk solo albümü benzeri olacağını açıkladığında merak ettim.

Albüm kesinlikle Soul dünyasından biraz daha dans dünyasına geri dönüşünü işaret ediyor. Elbette hala Soul var gerek parça yapılarında gerek sirayet ettiği Seal'in vokalinde. Ancak özünde zamanının Lighthouse Family benzeri bir yaklaşım var. O grubu ve çalışmalarını çok sevdiğimden albüme ısındım.

Albümde 10 yeni parçanın yanında albümdeki "Amazing" adlı parçanın This White Duke düzenlemesi de yer alıyor. Kesinlikle orjinal albüm versiyonuna 10 basar. Albümün bütünlüğüne bile daha çok uyuyor.

Parçaların yapısı genel olarak basit ve rahatsız etmeyen bir vuruş yapısının üzerinde dingin bir melodiyle geliyor. Düzenlemeleri ya Tech House'a geçecek ya da Deep House'a dönecek gibi görünüyor. Tabii biri coşup tamamen parça yapısıyla oynamazsa.

"Wedding Day" ve "Immaculate" elektroniğin yoğunlaştığı Trip Hop yapısıyla farklılaşıyor albümde. "Rolling" ise akustik havasıyla ve elektroniğe kaymayan yapısıyla bir "Kiss From A Rose" denemesi ilk albümde olduğu gibi. Resmen teorik açıdan kopyalama yapmış.

Albüm istisnalar haricinde aynı yapıda başlıyor ve bitiyor. Seal'in o güzel ve sisli vokaliyle parçalar güzel bütünleşiyor. Lighthouse Family yokken iyi bir alternatif olarak dinlenebilir.

Seal - Amazing (Thin White Duke Edit)
Seal - Immaculate

Seal'in resmi sitesi
Albümü satın almak için

19.11.07

The Killers - Sawdust (Island, 2007)

1 yıl 1 ay 7 gün. The Killers'ın Sam's Town albümünün üzerinden geçen zaman bu. Geçen yazı muhteşem bir şekilde geçiren, Amerika ve Avrupa turnelerinde dinleyicilerin gönüllerine bir kere daha taht kuran grup Ağustos ayında çalışmaların hızla devam ettiğini açıklamıştı ama dürüstçe söylemek gerekirse Kasım'da beklemiyordum albümü.

The Killers'ın pop tandanslı Indie Rock havası aslında genel olarak genç nesilde çok iyi bir tepki yarattı. Benim gibi orta yaşa girmeye hazırlananlarda ise daha seyrek oldu bu ilgi ancak Rock Werchter'de performanslarını izledikten sonra sorgusuz sualsiz beğeni listeme aldım kendilerini. Festivalin onca isminin arasında en pozitif performanslardan biriydi.

The Killers'ın yeni albümü Sawdust, 13 Kasım'da piyasaya çıktı. Her şeyden önce ustalara saygı köşesinde belirtmek gerekir ki albümde Lou Reed'in desteğiyle Tanquilize adlı parça yer alıyor, hem de açılışta. Bunu gördükten sonra bir anda oturuşum değişti. Albümde diğer özellikler B-Sides'lar, daha önce yaptıkları ama sadece bazı canlı performanslarda çaldıkları gizli parçaları ve yorumlamaları var.

2004'teki Hot Fuss'tan bu yana adım adım değişime ve olgunlaşmaya çalışan grup bu albümde bir adım daha ileri gidiyor. Evet hala Hot Fuss izleri taşıyan parçalar yok değil ama genelinde daha yapılı bir havası var, hafif kilo almış, artık zıp zıp zıplamıyor. Göbek de var sanırım biraz.

"Under The Gun", "Where The White Boys Dance" ve "The Ballad Of Michael Valentine" eski havada gidiyorlar. "Sam's Town"'ın Abbey Road versiyonu gerçekten güzel bir tad olmuş. Dire Straits'ten gidip "Romeo & Juliet"'i yorumlamak biraz ilginç olmuş. Vokal olarak daha birkaç fırın ekmek yemesi lazım. Joy Division'in "Shadowplay"'ine yaptıkları yorum ise daha başarılı diyebilirim.

Mr. Brightside'ın Jacques Lucont düzenlemesi bana göre burada olmamalıydı. Sonuçta albümün belirli bir yapısı var. Tam oturtamadım albüme.

Albümde bir de ekstra "Change Your Mind" adlı çalışma var. Güzel bir sürpriz oldu açıkçası. Neden ekstraya konulmuş bilemedim. Hakeden edinsin diye herhalde.

Albüm bir Hot Fuss değil bunu söylemek gerekir. Ama zaten üzerinden 3 yıl geçti ve değişimin olması doğal. Elbette yeni parçaların azlığının da bu beklentileri yukarı çıkaramamasında etkisi var. Çalışmaların çoğu güzel ve bu da albümü dinlenebilir sınıfından saklanabilir sınıfına geçiriyor. Dinlenesi ve dikkat edilesi bir albüm. 2007 güzel bitecek anlaşılan.

MP3: The Killers - Shadowplay
MP3: The Killers - All The Pretty Faces
MP3: The Killers - Change Your Mind (Bonus)

The Killers'ın resmi sitesi
The Killers @ MySpace
Albümü satın almak için

29.10.07

Susumu Yokota - Love Or Die (Skintone/Lo Recordings, 2007)

Susumu Yokota hakkında gerek burada gerek diğer birçok mecrada demediğimi bırakmadım. Proodos'ta 2006 yılında çıkardığı "Triple Time Dance" albümüyle de yer almıştı zaten kendisi. Japonya'nın yetiştirdiği bana göre en önemli elektronik müzik sanatçısı.

Ciddi anlamda farklı bir kişiliğe sahip. Sosyalleşmeyi pek sevmiyor. Hakkında pek röportaj bulamamıştım ve ben yapmaya heveslendim ancak 3 kere ulaşmaya çalıştığım halde bir tek ses gelmedi. Sonra niye pek röportajı bulunmadığını anladım tabii geç de olsa. Bunun yanında inanılmaz bir müzikal zeka ve beğeniye sahip.

Susumu Yokota tonlarca albümüne bir yenisini ekliyor. Aslında albüm Japonya'da Temmuz ayında çıktı ancak Avrupa'ya dağıtılmadı ve 6 Kasım'da Avrupa macerasının da başlaması bekleniyor. Ben de Avrupa'ya dağıtılan promosunu Equinox Müzik'in bana ulaştırması sayesinde edindim.

Albümde Susumu Yokota'nın klasik tarz değişimlerinden birine maruz kalıyoruz. Son albümünde Techno türünü vurgulayan sanatçı bu sefer piyano temelli yumuşak bir Ambient'la bizi karşılıyor. Ancak "Triple Time Dance"le ortak olarak albümdeki tüm çalışmalar üç ritmli. Bunun haricinde zaman zaman aksak ritmlere giriyor ve Kruder & Dorfmeister tarzı bir Ambient'la karşılıyor bizi. Gitarı da çok yoğun olmasa da piyanoya ek olarak kullanmış ve filtrelemesi sayesinde albüme işlemiş olan havayı destekliyor.

Albümde dikkat çeken bir nokta da parça isimlerinin destansı olması. Bu sebeple her parçadan 2 kelimeyle bahsetsem bile 2-3 paragraf tutar en azından. Albümde en beğendiğim parçayı söyleyeyim, siz anlarsınız "For The Other Self Who Is Far Away That I Can Not Reach". "Symbol" albümü hariç pek bu uzun isimlendirmelere de girmemişti daha önce ki o albümde de bu derece değildi açıkçası.

Bu büyük Japon sanatçısıyla tanışmamış olanlar için güzel bir girizgah olabilir. Sonuçta "Triple Time Dance"'e göre çok daha yumuşak başlı bir tanışma sefası olabilir. Tanıyanlar için de yeteneklerinin biraz daha tadına varma imkanı elbette.

MP3: Susumu Yokota - For The Other Self Who Is Far Away That I Can Not Reach
MP3: Susumu Yokota - The Sin Of Almighty God, Respected And Believed By The Masses

Susumu Yokota'nın resmi sitesi
Albümü satın almak için