Çakallık yapıp 1 gün önceden gittik ancak kamp alanlarının Perşembe sabahı açılacak olmasıyla ufak bir sendrom yaşadık Leuven'deyken. Neyse daha sonra Werchter kasabasının bir ucunda bulduğumuz "Klokkeberg" özel kamp alanına yerleştik. Bu alanın Rock Werchter'le hiçbir alakası yok ancak çok güzel bir yere konuşlanmış ve festival öncesinde güzel ve minik bir tatil imkanı sunabilir önümüzdeki senelerde gitmek isteyenlere.
Yağmurlu bir havada sabah başladığımız taşınma işlemlerinden sonra A3'te yerimizi aldık ve ufak bir dinlenmeye çekilme moduna girdik sabah yorgunluğunun ardından. Daha sonra Carrefour zincirinin bir halkası olan "1" adlı kamp alanlarına özel marketten eksikleri aldıktan sonra yemek ve festival alanına girmek kaldı geriye. Hava düzeliyor muydu ne? Yok canım.
İçeri girdiğimizde ilk "Air Traffic"'i izledik. Festivalin açılışı açısından idare eder bir performanstı ama daha ileride mecburen onları tekrar izleyeceğimi bilmiyordum henüz. Arkasından "Vampire Weekend"'e geçtik. Beklentilerimin azını karşılayan bir performans oldu bu. Belki de daha ısınamamıştım festival ortamına bilemiyorum.
"The National" ise ciddi anlamda baydı beni. Yağmur yağıyor olması her ne kadar çadırı çekici hale getiriyor olsa da içerideki müzik sebebiyle ben yine de dışarıda kalmayı ve ihtiyaç molalarını (Yemek+bira) gidermeyi tercih ettim. Üzerime biraz da kola döktüm tam festival havasına girebilmek için.
Daha sonra Shameboy'a kısa bir kulak kabarttım. İlk araya yerleştirildiğinde (Chris Cornell yerine!) yabancı seyirciler yadırgamış, Belçikalılar doyasıya sevinmişti. Daha sonra sebebini anladım oradayken. Electro House ve Electro Trance çalan ikili çadırdakileri bir hayli coşturdu.
Zaman kaybetmeden Lenny Kravitz'e geçtik ve eğlence başladı. Timsah derisinden botları, güneş gözlüğü ve nidalı duruşlarıyla müziğinin yanında ayrıca mesut eden bir havası vardı. Bir hayli ağırdan aldığı performansı sonlara doğru "American Woman" ve bisten sonra patlattığı "Are You Gonna Go My Way" ile doruklara çıktı. Kısa kaldı ama birçok insanı yağmurun altında ısıtıp gitti. Sonradan R.E.M.'i beklemeye koyulduk.
Festivale girdiğimde hemen R.E.M.'in tur t-shirt'ünü aldığımdan ve arkasında 4 Ekim 2008 Istanbul, SOS Festival haberini gördükten sonra daha bir rahat davrandım. Zaten 29 Ağustos'ta Rock En Seine'de de tekrar izleyeceğimden çok önlere gitme çılgınlığım olmadı. Ama orta yaşlı kurtlar uzakta da olsam beni tüm güçleriyle içlerine çektiler. Yeni albümden "Living Well Is The Best Revenge" ile başlayan yolculuk "What's The Frequency Kenneth" ile devam etti, arkasından "Drive", Man-Sized Wreath", "Accelerate", "Hollow Man", "Driver", "Houston", "The One I Love", "Until The Day Is Done", "Let Me In", bir konser klasiği "I'm Gonna DJ" geldi. Bis verdiklerinde bir hayli kıyamet koptu. Geri döndüklerinde de "Supernatural Superserious", e haliyle "Losing My Religion", "Man On The Moon" ve Los Angeles'ın gece görüntüsüne adadıkları "Electrolite" beni benden geçirdi. Özellikle "Losing My Religion"'da seyirci desibel rekoru kırmış olabilir.
İlk güne ait elimde bulunan birkaç videoyu da ekledim. Daha da ekleyeceğim. Youtube yasaklı olduğundan Google'a yüklüyorum. Artık idare edin. Açıldığında Youtube'a da ekleyeceğim.
Günün hayal kırıklığı:
The National
Günün en güzel performansı:
R.E.M.
Günün şarkısı:
R.E.M. - Losing My Religion
Videolar:
Shameboy
Shameboy (Çadır dışı)
Lenny Kravitz - American Woman
Lenny Kravitz - Are You Gonna Go My Way?
R.E.M. - Living Well Is The Best Revenge
R.E.M. - Losing My Religion
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
sühan 2. resimde işemişsin gibi geldi bana.. tanrım kıskançlık böyle bir şey olsa gerek
hahhaha ilk vidyo; lenny kravitz ağlıyo bana glin diye.
30 Temmuz'da Lenny, 3 Ekim'de de R.E.M buraya gelmeseydi, kafam ile monitör entegre hale gelirdi sanırım.
Yorum Gönder