19.2.08

MySpace Incileri 1 - Nordik

Sonunda dayanamayıp MySpace'le alakalı bir köşe açmaya karar verdim. Bunun temel sebebi de MySpace'in sadece Lily Allen gibi Pop sanatçıları değil, bence daha da önemlisi alternatif türlerde gelecek vaadeden birçok sanatçıyı da barındırması.

Açıkçası Harun İzer bana söyleyene kadar haberim olmayan bir grup var karşımızda. Parçalarını halihazırda sadece MySpace'te ve ayda bir Peyote'de dinleme imkanı var. Ama bundan sonra bahsedeceğim. Ayrıca burada ilk defa henüz albümü olmayan bir grup yer alacak. Tabii bundan sonra bu köşede buna yine rastlayacağız gibime geliyor.

Nordik Alican Tezer, Güngör Uçak, Onur Balaban ve Cemil Can Söylemez'den oluşuyor. Cemil Can Söylemez konserlerde görselleriyle yerini alıyor. Ağustos 2007'de başlayan bir proje Nordik. Grubun diğer elemanları ayrı olarak da müzikle uğraştığından (Alican Ayyuka'nın bateristi) eminim onlar içinde bu yeni oluşum kolay olmamıştır.

Yeni oluşan birçok proje gibi imkansızlıklarla boğuşmaları gerekiyor. Özellikle Türkiye gibi bu konuda desteğin sınırlı olduğu bir ülkede ne kadar destek olsak azdır. Ama lafı uzatmadan Nordik'in MySpace sayfasında yer alan parçalarına değinmeye başlayayım. Yine de son bir söz, City Centre Offices ya da Morr Music sevenler için ilaç gibi gelecek parçalar. Uyarayım. Porn Sword Tobacco, SWOD ve Ulrich Schnauss'u dinler gibi hissettim kendimi ve çok gurur duydum.

İlk parça "Kronopio'nun Hüznü". Derin bir piyano melodisiyle girdikten sonra piyanonun melodiyi değiştirmesiyle birlikte yaylılar da devreye giriyor ve ortaya çok güzel bir tablo çıkıyor. Hüzünlü bir ayrılık portresini andırıyor.

"A İçin Bir B İçin İki"'yle devam ediyoruz. Bu sefer daha güçlü ve vurgulu bir piyano açıyor. Yaylılar yine hüzünlü olsa da piyano sebebiyle bu sefer biraz da kızgınlık hissediliyor. Melankoli temelde devam ediyor ve tablodaki hakimiyetini sürdürüyor.

"Tatlı Su Kurabiyesi" daha bir olumlu havayla giriyor. Xylophone duygusal olduğu kadar olumlu ama yok mu o yaylılar. Girdikleri an kendimi suyun altında buluyorum. Sanki bir perde çekiyorlar önüme ve melankoli denizinin içine cup diye ediyorlar beni. Xylophone ısrarla durumu kurtarmaya çalışıyor. Özlenilen sevgiliden uzak geçirilen güzel bir gün gibi buruk bir sevinç var parçada.

"Zui Glas" sonunda melankoli denizini aşıp geçiyor. Mutlu son edasıyla karşılıyor. Yaylılar bile bu sefer neşeli. Ama hele o ne olduğunu çıkaramadığım melodi yok mu? Basit bir mutluluk hissi veriyor insana. Sadece mutluluk. Ne az ne fazla, kararında. Ayrıca içinde vokal kesitleri olan tek parça.

"Tebeşir Dairesi" MySpace'te bizimle paylaştıkları son çalışmaları. Yine yaylıların melankoli hissiyatının yoğun olduğu bir parça. Nefes almadan gidiyor. Bittiğinde şaşırıp kalıyorum sanki fonda sürekli devam edecekmiş gibi bir his vermişti oysa. Kandırıldım.

Ambient, klasik müzik, down tempo ve zeka karışımı parçalardı dinlediklerim. 27 Şubat'ta ve 25 Mart'ta Peyote'de konser verecekler yine. Ben ikisine de gideceğim. Hatta izin verirlerse bir parçalarını da burada paylaşacağım sizinle. Bakalım artık 27 Şubat'ı bekleyip görelim. Konserin de tadını çıkaralım.

Nordik @ MySpace

2 yorum:

Deuss Ex Machina dedi ki...

Çok bilinmeyenli bir denklemi çağrıştıran, yüzeyselden öte ilgi toplayabilmenin, müziğin özü ile varolabilmenin giderek daha çetrefilleştiği bir ülkede, Nordik gibi projelere daha çok ihtiyacımız var. Önceden belirtmeliyim, samimi, kulağa hoş gelen bir deneysellik her daim ilgi alanıma girmeyi başardı. Gerek görsel, gerek işitsel üretimler bütününde. Bu coğrafyanın zenginliğinden dem vurmaktan ses telleri zedelenmiş düşünürlerin beğeni alanlarına ulaşmamış olsa da Nordik tam da kıvamında bir duruş sergiliyor, kanımca. Deneysellik sularında orjinal tamlamaları ile...Olması gerektiği kadarı dozajında ses elementleri, nükteli bir melankoli öğeli çalışmaları "Kronopionun Huznu", İstanbul'un kendine özgü gizemini sunarmışçasına derinleşip ayrışan parantezlerin iz düşümü "A için bir B için iki" benim gibi dinleyiciler için bir vaha'nın başlangıcında olduğumuzu çağrıştırıyor. Belleğin ötesinde kalmış bir mizanseni yeniden canlandırmaya da çok da elverişli bir deneme - ayrılık türküsü desem- "Tatlı Su Kurabiyesi". mûm'un kuzey sahillerini arşınlaması gibi Nordik in de her hangi bir sahil boyunda gün dönümü/doğuşuna eşlik edecekmiş izlenimi uyandıran "Zui Glas" parçası tesadüflerin hala hayatımızdaki önemine dair ipuçlarından birisini daha sunuyor. Sessizce yeni bir çağrışım, dinlemek için tekrar bir myspace ziyareti farz oluyor...

sel dedi ki...

bir nordik albümüm olsaydı şayet ben olabilirdim epeycene sırıtık, belki de bütün bir gün. öff.