Guts projesiyle çıkardığı ilk solo albümü "Le Bienheureux" ile bu sayfalara konuk olan çiçeği burnundaki Fabrice ile bir röportaj yaptım. Bunun temel sebebi de yaptığı müziği ileri derecede beğenmiş olmam ve kendisini tanımak istemem. Umarım benim gibi düşünenler de çoğalır kendisi hakkında çünkü albümü bunu hakettiğini açıkça gösteriyor. Herkese iyi okumalar.
Sühan - Merhaba Fabrice. Sen bizim için yeni bir isimsin. Bize nereden geldiğini ve bizi nereye götüreceğini biraz açıklar mısın?
Fabrice - 1980'lerin sonlarında Hip Hop DJ'i olarak başladım. DMC DJ'i olarak yarışmalara katıldım. Daha sonra "Alliance Ethnik" adında bir Hip Hop grubu kurdum. Bu grup 10 yıl boyunca devam etti. New York'ta Bob Power adında bir prodüktörle çalıştık ve o dönemin önemli isimleri A Tribe Called Quest, The Roots, De La Soul ve Common gibi grupların da prodüktörlüğünü yapıyordu. "Respect With Vinia Mojica" parçamızla büyük ilgi gördük ve albüm de büyük başarı kazandı. Daha sonra De La Soul, Common, Biz Markie ve Rahzel'le birlikte çeşitli parçalar yaptık.
Daha sonra Kif Records bünyesindeki Fransız Rapçilerle çalıştım. Bu serüven 5 yıl sürdü. Son 2 yıldır solo olarak dünyaya açılmak için çalıştım. Şimdi kendimi Nightmares On Wax aka DJ Ease'in WAX ON Records ailesindeyim. DJ Ease de benim gibi İbiza'da yaşıyor ve bu hikaye daha yeni başlıyor!!!
Sühan - Wax On Records'dan promonu aldım ve açıkçası bayıldım. Nightmares On Wax'e oldukça benzer bir tarzın var. Seni etkileyen sanatçılardan bahseder misin?
Fabrice - Aslında tüm Hip Hop kültürü beni etkiledi. Ben bu kültürle büyüdüm. Rap, Breakdance, DJ'lik ve Grafiti. Tabii Public Enemy, NWA, Beastie Boys, A Tribe Called Quest, De La Soul ve Boogie Down Production gibi Hip Hop ve Rap gruplarının hepsi beni etkiledi ve bugün hala etkiliyor!!!
Soul, Jazz, Rock, Pop ve Reggae'yi daha geç keşfettim. Şimdilerde her tür müziği dinliyorum, elektronik de dahil, tıpkı jenerasyonum gibi. Günümüzün Hip Hop'unu pek dinlemiyorum çünkü biraz sıkıcı olmaya başladı. Artık daha alternatif sanatçılardan etkileniyorum diyebilirim.
Sühan - Albümün gerçekten çok iyi organize edilmiş ve bu yıl için türünün en iyileri arasında. Beklentilerin nasıldı ve tepkiler nasıl gelişti?
Fabrice - Aslında tepkiler çok iyi şu anda. Albüm Eylül ayının 24'ünde çıktı ve albümden çıkan ilk plak "And The Living Is Easy" şu ana kadar İngiltere'de BBC 1'de, Almanya'da ve Avustralya'nın da en büyük radyolarında çalındı. (Sühan notu: Misak Tunçboyacı ile birlikte biz de Dinamo FM'de geçtiğimiz Pazartesi albümden 4 tane parça çaldık) Bu parçayı birçok radyo çalıyor artık. Evvelsi hafta İrlanda ve Almanya'da birer konser verdim ve tepkiler de beklediğimden iyiydi. Mutlaka en kısa zamanda Türkiye'ye de geleceğiz!!!
Sühan - Albüm için güneş dolu tanıtımı uygun olur. İçinde birçok ruh hali var ama güneş her zaman ışıldıyor tepede. Güneşi seviyor musun?
Fabrice - Aslında benim en belirgin özelliğim ayçiçeği gibi sürekli güneşe dönüyor olmam. İbiza'ya da bunun için taşındım. Yaptığım müzik için bana enerji veriyor. Bu şekilde dinleyenlerin beynine gezintiye çıkıyorum ve bu cidden bir gezinti oluyor benim için. Albümdeki her parça sizin gününüzden bir parça veya hayatınızdan bir gün.
Sühan - Albümde gitarı romantizm temasını uygulama açısından çok etkili kullanmışsın. Sanırım senin en sevdiğin enstrüman o.
Fabrice - Evet, gitar benim en sevdiğim çalgı ve en sevdiğim ses çünkü gitarın sonsuz derecede farklı ruh halleri var. Her gitarın farklı bir tınısı var. Romanzime gelince, gitar karakterimi ve içimdeki notaları en iyi yansıtan şey.
Sühan - "Nightmare On Paris" ve "Sweet Love" benim en sevdiğim parçalar. Onların hikayesini anlatır mısın?
Fabrice - "Nightmare On Paris"'i yazdım çünkü Paris'e hem aşığım hem de nefret ediyorum. Biraz karmaşık. "Sweet Love"'a gelince ben kumsaldaki bir romantizmi şehirdeki tutkulu bir aşka tercih ederim.
Sühan - DJ olarak da performans sergiliyorsun konserlerin haricinde. DJ'lik yaparken seçimlerin neler oluyor ve insanlar nasıl bir performans beklemeliler?
Fabrice - DJ'lik yaparken açık fikirli olmanız gerekiyor. Gün içinde dinleyebileceğim her şeyi çalarım. Progresif ve geniş melodili olabilir. Kendi yaptığım mash-up parçaları, yeniden düzenlediğim başkalarının parçalarını, bilinen/bilinmeyen parçaları ve bazen de çok güzel birkaç elektronik parçayı çalıyorum. Elbette unutmadan biraz scratch de atıyorum çünkü buna bayılıyorum.
Konser verirken biraz değişik elbette. O zaman dizüstü bilgisayarımda Ableton Live programını kullanıyorum ve tabii yine pikaplarım oluyor hep.
Sühan - Son dönemde çok beğendiğin 5 plak veya albümü de söyler misin?
Fabrice - Class Of 3000 Vol 1 (OST), Justice - Cross, Outlines - Our Lives Are Too Short, Common - Finding Forever ve Dragonette - Galore.
Sühan - Çok teşekkürler. Umarım en kısa zamanda görüşebiliriz.
Fabrice - Ben de bunu çok istiyorum. İstanbul hakkında birçok şey duydum ve gelmeyi iple çekiyorum. Bakarsın bu sene albüm turnesinde gelirim. Belli olmaz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder