José-Manuel Thomas Arthur Chao. Sevmeyeni az olan insanlardan. Sevmeyeni az müzisyenlerden. Fransa doğumlu ancak Bilbao'lu Bask kökenli ailesi sayesinde köklerinden hiç kopmamış. Ama en büyük özelliği tadından yenmeyecek parçalar yapması.
Küçükken Paris'in eteklerinde yaşıyor Chao ailesi. Manu Chao özellikle babasının sanatçı ve entellektüel çevresi sayesinde çok geniş bir kültürel yelpaze içerisinde büyüyor ve müziğindeki etnik ama modeern yapıların da buna bağlı olduğunu söylüyor.
Kardeşiyle birlikte 1987 yılında Mano Negra adlı grubu kuruyorlar ve Fransa'da başarı kazanıyorlar. İlk albümleriyle Orta ve Kuzey Avrupa'da genel anlamda tanınıyorlar. Grup 1995'te anlaşmazlıklar ertesinde dağılıyor ve başlıyor Manu'nun solo kariyeri.
1998'de "Clandestino" ile şöyle sallayarak bir giriş yaptıktan sonra 2001'de "Proxima Estacion: Esperanza" albümü geldi. Geldi ama hem de nasıl geldi. 2004'te ise tamamen Fransızca olan "Sibérie m'était contée" albümü geldi. Albüm pek ilgi görmedi çünkü Manu Chao Paris eteklerindeki havasına bürünmüş, klasik bakış açısını daraltmış ve albümü etnisizmden uzak tutmuştu.
Neyse her şey bir yana, dün geldi Manu Chao'nun yeni albümü. Taze, sıcak, heyecan dolu. Açıkçası baştan söyleyeyim, albümde ilk 2 dinleyişim sonrasında kendime "Welcome To Tijuana" tarzı bir idol parça bulamadım. Ama bulduklarım genel olarak eğlenceli, güzel yapısı bulunan başarılı parçalar. Öne çıkan pek yok. 21 parçalık bir takım çalışması diyelim. Hani bizim 12 Dev Adam'ın Avrupa Şampiyonasının ilk iki maçında yapamadığı şey, takım olmak.
Parçalar arasında İspanyolca, Fransızca, İtalyanca ve İngilizce vokaller var. Başka bir dil kullandıysa da ben anlamadım arada zira adam bir ton dil biliyor. Albümün adı da İtalyanca ve anlamı "Küçük Radyo".
Bunun haricinde albümde elektro gitar daha ön planda. Sanki biraz daha sertleşmiş bir havası var. Hani sertleşmiş derken yanlış anlaşılmasın, daha agresif gibi. "Rainin In Paradize", "Y Ahora Que", "The Bleedin Clown" ve "El Kitapena"'da oldukça açık bu. Ama bunun yanında "Me Llaman Calle" gibi flamenko esintili ruha hitap eden çalışmalar da var.
Albümde temel nokta ise yine Manu Chao'nun konserde insanları deli gibi eğlendirmek için albüm yapmış olması. Parçalar kısa, az ama öz. Albümdeki 21 çalışmanın 9 tanesi 2 dakikadan kısa. Tabiri caizse potpori var karşımızda. Ama tadına doyamadığım bir potpori. Bizi çok bekletti ama sonunda değdi. Herkese tavsiye ederim.
Beğendiğim çalışmalar:
1) 13 Dias
3) Politik Kills
7) Me Llaman Calle
10) Mundoreves
12) La Vida Tombola
14) Panik Panik
15) Otro Mundo
20) Sone Otro Mundo
MP3: Manu Chao - 13 Dias
MP3: Manu Chao - Me Llaman Calle
Manu Chao resmi sitesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Manu benim için Clandestino ile başlar, fakir ghettolarda ve Latin Amerika'da sürer ve nerde biter bilinmez. Her albüm ister istemez Clandestino ile karşılaştırılır, Proxima Estacion: Esperanza! albümü Clandestino kadar olmasa da başucudur. Kaçırdığım konserine çok ağlamış idim. Gelmesi için taciz etmeye devam ediyorum mail atıp. Hayatımda ilk kez bi adam için bu denli ısrarcı olabilirim.
Bu da benim Manu'ya aşk mektubum
Bu arada ekşisözlük desteği için teşekkür ederim. Hem de link için müteşekkirim.
Manu Chao'nun yeri ayrıdır her zaman. Albümü dinlemeden önce de içimde hafif bir çekinme vardı nasıl olacak diye ama çok beğendim.
Sözlük ve link için de hiç sorun değil. Olması gereken bir şeydi, geç bile kalmışım:)
Yorum Gönder