24.7.07

Battles - Mirrored (Warp, 2007)

Newyork kökenli Tyondai Braxton, Ian Williams, John Stanier ve David Konopka'dan oluşan Battles müzik dünyasına 2004 yılında adım attı. İlk plaklarını "Pretty Girls Make Graves"'i de keşfeden Dim Mak'tan çıkaran grup 2006'da büyük adımını attı. O güne kadar yayınladıkları plaklar Warp tarafından toplandı ve çift disklik bir albüm haline getirildi. Ancak bu albümün çok da fazla dikkat çektiğini söyleyemem.

Ama haklarını vermek lazım, Mayıs ayında yeni albümlerini çıkarmadan önce Nisan ayında bu albümden çıkan ilk plak olan "Atlas"'ı dinlediğimde beynimden vurulmuşa döndüm. Neler oluyor kim bunlar derken biraz bilgi edindim ve o arada albümleri çıktı. Albümü dinlediğimde ise karşıma çok güzel bir tablo çıktı.

Ben tabloma geçmeden önce albümün genel olarak inceleyen tüm dergi ve sitelerde çok başarılı bulunduğunu da eklemek lazım. Oldukça geniş bir kitleye hitap ettiler farklı tarzlarıyla ve bunda çok büyük bir başarı da kazandılar.

Albüm delice. Hayır dahiyane. İkisinden biri. Ama kesinlikle farklı. Bu noktadan başlamak daha doğru. Hani albümde o kadar düzeyli karmaşa var ki grubun adının Battles olmasını hiç yadırgamıyorum. Şu müziğe daha uygun bir grup ismi bulunamazdı. Ama uyarıyorum, klasik tarzlardan hoşlanıyorsanız yaklaşmayın. Bu ne be, amma sallamış adam dersiniz. Velhasıl bir nebze değişikliğe açıksanız buyrun size değişikliğin en başarılı örneklerinden biri.

Şöyle yarım yamalak bir girizgah sağlayan ritm manyağı "Race:In"'den sonra "Atlas" direk vuruyor ve gelin de görün diye dayılanarak sizi içine çekmekte. Mekanik mi mekanik, güçlü mü güçlü. Rock ve elektronik müziğin abstrakt birleşimi mi ne, öyle bir şey. Tyondai Braxton'ın bu vokalleri nasıl yaptığı konusuna girmiyorum hiç. Ama albümdeki enerjiye daha da momentum kattığı kesin. John ise bateride gerçekten hiç durmaksızın saldırıyor, saldırdıkça parçalar kendinden geçiyor "Ddiamondd" da olduğu gibi. Kızılderili şarkılarını andıran bir vokal "Tonto"'da var ve bazen durulan, bazen coşan melodiyle ilginç kombinasyona sahip. Gitar bazen normal gidiyor, sonradan bu tekdüzelikten sıkılınca ipini koparıp kaçıyor.

Albümün belki de en sakin çalışmalarından "Leyendecker"'in tadına ise doyulmuyor kısalığı sebebiyle. Ama hemen karmaşaya geri dönülüyor "Rainbow" ile. Hem de karmaşa. Bir ara lunaparka gidiyorum, hemen ardından idam sehpasına. Dur durak yok. Derken "Bad Trails" al sana bir nefes diyor. Aslında normal ölçeklerde melodisi ve vuruşları sebebiyle sakin denmez ama diğerlerine göre nefes aldırıyor.

"Prismism" ise ensemden tutup yakalıyor ve geri çekiyor beni içine. Ama o ne. 1 dakika dolmadan bitti. Ne anladım ben şimdi. Neyse "Snare Hangar" biraz daha dayanırken karmaşası daha 2 dakikası dolmadan bitti gitti. Elma şekeri elinden alınan çocuk gibi alt dudağımı çıkarasım geliyor. "TIJ" ise bu hasretime son veriyor. 1960'ların deneysel elektronik müzik çalışmaları benzeri kaset oyunlarıyla başlıyor. Vokal ise taze ama bu yapıya uyuyor gitarla birlikte. Gözlerim parlıyor. Çok ama çok güzel. Hem de koskoca 7 dakika. Şimdi kendime geldim. "Race:Out" ise koşa koşa albümü bitiriyor. Ama repeat teknolojisi sağolsun, derhal başa dönüp bu zevke tekrar dalıyorum. Size de aynısını öneririm.

MP3: Battles - Atlas
MP3: Battles - Leyendecker

Battles resmi sitesi (MySpace'e yönleniyor zaten)

Hiç yorum yok: