26.6.07

Proodos Özel ... (2) - Nouvelle Vague Röportajı


Radarlive Festivali performansı öncesinde Nouvelle Vague'dan Marc Collin ile bir söyleşi yaptım. Umarım hoşunuza gider.

SG - Merhaba Marc. Festival öncesi nabzınızı tutmak istedim. Ama hemen sorulara geçiyorum uzatmadan. Nouvelle Vague projesine ilk ne zaman başladınız ve bugün varolan tonlarca müzik türü arasından neden 80'lerin post punk çalışmalarını yeniden düzenlemeyi seçtiniz? Ayrıca bunları düzenlerken temel aldığınız tür olan Bossa Nova'yı tercih etmenizi de biraz açıklar mısınız?

MC - En baştan söyleyeyim festival için heyecanlıyım. Gerçekten ortamı merak ediyorum çünkü bu verdiğimiz konserlerden çok daha farklı olacak.

Sorunun cevabına gelince aslında sebebi o dönemi ve o dönemin çalışmalarına olan aşırı düşkülüğüm. Sonuçta gençtim o dönemde. Ayrıca bu çalışmaların birçoğu yeniden keşfedilmeyi hakediyor. Kimse "A Forest"'ın tekrar yorumunu yapmıyor mesela. Bunlar motivasyon oldu bana.

Bossa Nova konusuna gelince de bir melodi hazırlamak açısından en güzel müzik türlerinden biridir bana göre. Ona da olgunluk çağlarımda aşırı düşkün hale geldim diyelim.

SG - Çalışmalarınızı hazırlarken sürekli bir kahraman seçip onu farklı yerlerde hayal ediyorsunuz. Bu bazen Karayip'lerde dans eden bir kadın, bazen Jamaika'da sahilde güneşlenen bir adam. Böyle çalışmanızın bir faydası var mı?

MC - Bilmem. Sadece oluyor. Ben de çok irdelemedim. Ama çalışmaları hazırlarken veya yeni bir proje üzerinde çalışırken çok faydalı oluyor. Sonuçta bir vizyon. Size yol gösteriyor.

SG - Performanslarınızda olduğu gibi stüdyo çalışlamarınızda da sürekli farklı vokaller kullanıyorsunuz. Bunun hayal ettiğiniz karakterlerle bir bağlantısı var mı?

MC - Evet var, hayır yok. Vokalisti seçerken hem ses rengi hem de yorum açısından o şarkıya yakıştırdığım şeyleri alıp almadığım önemli. O elektrik olmalı. Hem hikayesel, hem de profesyonel bir seçim bu açıkçası.

SG - "Nouvelle Vague" adlı grubun adını taşıyan ilk albümünüzü 2004'te çıkardığınızda tepkileri nasıl buldunuz?

MC - Özellikle İngiltere ve Amerika'dan bu kadar olumlu bir tepki beklemiyordum. Bir hayli şaşırdım da diyebilirim. Güzel bir sürpriz oldu. Bu da hem projenin geleceği hem de bizim moralimiz açısından anlatılamayacak kadar olumlu bir etki yarattı.

SG - Post punk dönemi üzerinde Jamaika etkisinden bahsetmiştiniz daha önce. Jamaika bu yönden size de ilham kaynağı oldu mu?

MC - Aslında Jamaika müzikal açıdan her halükarda çok önemli bir kaynak. Ama benim açımdan Bossa Nova'nın tam tersi olması sebebiyle önemli bir etken oldu. Çok basit bir müzik türü ama bir o kadar da ruhla dolu. Reggae'yi her zaman çok sevmişimdir. Üstelik 1979'daki İngiliz Ska türünün yeniden canlanması sürecinde en önemli takipçilerinden biriydim.

SG - Birçok sanatçıdan farklı çalışmalar seçiyorsunuz. Stüdyo çalışmalarınıza da plak ve albüm dinleyerek başladığınızı da biliyorum. Düzenleyeceğiniz çalışmaları seçerken karar mekanizmanız nasıl işliyor? En garip seçiminiz neydi ve nasıl sonuçlandı?

MC - Evet stüdyo çalışmalarımıza bir hayli müzik dinleyerek başlıyoruz. Ama düzenli dinlediğimizi de söyleyebilirim. Müziği sadece stüdyoya girince dinlemiyoruz tabii. Stüdyoda farklı bir şekilde dinliyoruz. Hayal ediyoruz. Bela Lugosi'nin "Dead"'ini yapmak kolay olmadı. Japan'in "Ghost"'unun ise altından kalkamadım!

SG - Albümleriniz ve performanslarınız çok farklı. Konserlerinizde çok daha enerjiksiniz ve doğaçlamaya önem veriyorsunuz. Bunun üzerinde nasıl çalışıyorsunuz?

MC - Bu gerçek bir grup olmadığı için albümü canlı olarak çalmanın da imkanı yok. Farklı bir konsept düşünmemiz gerekiyordu ve tabii farklı bir şeyler yapmalıydık. Belki de biraz şans ama şu anda bizimle birlikte çok yetenekli sanatçılar var. Böyle olunca da değişim ve gelişim kendi kendine ortaya çıktı.

SG - Türkiye'deki son iki konserinizi düşündüğünüzde tecrübeleriniz neler? Sonuç beklentilerinizi karşıladı mı? Radarlive Festivali'ndeki performansınızı da düşünürsek neler beklemeliyiz?

MC - Aslında ilk performansımız çok iyi değildi. Ama bu sefer önemli bir festivalde yer alacağımız için en iyisini yapmaya çalışacağız mutlaka. Türkiye'deki başarımızdan dolayı biraz şaşırdık desem doğru olur. Belki yeni bir iki çalışmayı da çalabiliriz. Kim bilir belki daha da büyük bir sürpriz olabilir. Yeni çalışma üretmek için çok zamanım olmadı ama seyirciyle elektriğe göre her an her şey olabilir.

SG - Şu anda orjinal bir projeniz ve konseptiniz var. Geleceğe dönelik bu projeyle alakalı bir beklentiniz var mı? Başka yeni projelerle de sizi görecek miyiz?

MC - Şu anda 80'lerin film müziklerini düzenleme amacıyla kurduğum Renaissance adlı yeni bir proje üzerinde çalışıyorum. Bunun yanında Nouvelle Vague aynı şekilde devam edecek. Elektronik müzikle de yakından ilgiliyiz ikimiz de ama henüz bu yönde bir projeye niyetlenmedik.

Hiç yorum yok: